Modern Savaş: ABD-Çin

ABD’nin Dünya Liderliği ve Meydan Okumalar

ABD’nin ekonomik çıkışı iç savaşın hemen sonunda 19.y.y.’ın sonlarında başladı. Birinci Dünya Savaşı Avrupa’nın dünya egemenliğinin sonu oldu. ABD bayrağı savaş sonucunda büyük kan kaybeden İngiltere, Fransa ve Almanya’dan aldı.

ABD’nin bu egemenliğine ilk meydan okuması Japonya tarafından gerçekleştirildi. Japonya’da 1867’de imparator Mejii(Asıl adı Mutsihito)batılılaşmaya ve modernleşmeye yöneldi. Özellikle eğitim reformu Japonya’nın hızla kalkınmasını sağladı. 2.Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomide çok büyük atılımlar yaparak Avrupa’nın büyük ülkelerini geride bırakarak dünyanın 2.ekonomisi oldu.

[Japonya’nın 4.durgunluk(2008-2014)dönemini gösteren bir grafik]

Japonya’nın ikinci dünya savaşı sonrası başladığı hızlı büyümeye karşılık ABD yatırımları Güney Kore ve Çin’e aktararak Japonya’ya yerel rakipler yarattı ve bu stratejisiyle başarılı oldu.Japonya bu hamleler sonucunda 1990’larda hızlı ve orantısız büyümeden kaynaklı bir durgunluğa girdiler ve halen çıkamadılar.Fakat Çin bu yatırımlarında yardımıyla Japonya’yı da geçerek ABD’ye kafa tutar konuma geldi. Sonuçta ABD Japonya yerine çok daha kuvvetli bir rakip buldu olarak Çin’i buldu…

Çin’in Yükselişi

Küresel ölçekte yayın yapan medya kuruluşularında yayınlanan haberlerin içerik analizini yapan Language Monitor kurumuna göre Çin’in yükselişi, Irak savaşı ve ekonomik kriz gibi pek çok önemli olayı geride bırakarak son on yılda hakkında en çok haber yapılan  konu oldu. Akademi ve politika çevrelerinde çoğunluğun beklentisi Çin’in er ya da geç ABD’yi tahtından edeceği yönünde.

15.y.y.’da kendini dünyanın en büyük gücü olarak gören Çin içeriye kapandı ve 20.y.y.’a kadar(Deng Xiaoping dönemine kadar)böyle devam etti. Çin asıl atılımını 2000’lerden sonra gerçekleştirdi ve şuan GSYH büyüklüğü olarak ABD’yi geride bıraktı.

Çin ekonomisi otuz yıldır tarihte benzeri görülmemiş bir hızla büyüyor. Dünya Bankası verilerine göre. Çin ekonomisi 1978’den bu yana 10 kat büyüdü.  Karşılaştırma yapmak gerekirse endüstri devrimi sırasında  patlama yapan İngiltere ekonomisinin büyüklüğü 1830-1900 yılları arasında ancak 4 kat artmıştı. 2010 yılında Japonya’yı geçerek dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in, yakın bir gelecekte [Goldman Sachs baş ekonomisti Jim O’Neill’a göre 2027 yılında] Amerikan ekonomisini de geride bırakacağı tahmin ediliyor.

[1992-2019 arası Çin’in GSYİH büyüme oranları]

Çin’de ekonomik büyümenin yanı sıra refah düzeyi ve gelir dağılımında düzelme de söz konusu. Yine 1978’de Çin nüfusunun % 84’ü fakirlik sınırının altında iken aynı oran günümüzde % 15 civarında seyrediyor. Büyümenin ana motoru bilindiği gibi düşük işçilik maliyetlerine dayalı üretim ve ihracat. 1978 yılında hemen hemen hiçbir ürününü ihraç edemeyen Çin’in 2010 yılındaki ihracatı 1,577 milyar doları buldu. Amerikan Ticaret Bakanlığı verilerine göre Çin’in Amerika’ya olan ticaret fazlası da son 10 yılda 83 milyar dolardan 273 milyar dolara yükseldi.

ABD’nin Tepkisi ve Ticaret Savaşları

ABD yönetimi öteden beri Çin gibi rakiplerine karşı belirli ölçüde baskı uyguluyordu. Çin de bu baskılara karşın Yuanı değersiz tutup ihracatını kurla destekleyerek karşılık veriyordu. Bunlar açık olarak yürütüldüğü için ticaret savaşı olarak adlandırılmıyordu.

Trump başkanlığa seçilince, “Önce Amerika” sloganı ile korumacılığa dönüş eylemleri uygulayarak ve yurtdışındaki ABD sermayesini vergi indirimi vb. teşviklerle ülkeye geri çağırarak Çin’e karşı ticaret savaşını su yüzüne çıkardı. Bu slogan ve yapılanlar ABD’yi serbest ticaret şampiyonluğundan indirebilecek kadar ciddi bir değişimi işaret ediyor.

[ABD’nin Çin’e karşı ticaret açığını gösteren bir grafik]

Ticaret savaşları sonucunda kısa vadede ABD’nin Çin ile olan ticaret açığı yarı yarıya kapandı, Çin son 29 yılın en düşük büyümesini kaydetti ve birtakım önlemler aldı. ABD ise birçok ekonomik veride Çin’e karşı artıya geçti. Yani bu savaşın ilk raundunu ABD kazandı diyebiliriz.

Her ne kadar bu mücadelenin sona ereceğine dair olumlu adımlar atılıyorsa da ( https://www.ekonomiokulu.net/2020/01/19/abd-ve-cin-anlasti/ ) bir yandan da mücadele durmadan devam ediyor. Son olarak Çin’den çok kritik bir hamle geldi, Çin yazılımda millileşme kararı aldı. Silikon Vadisi devlerinin en büyük gelir kaynaklarından biri olan Çin ekonomisinin böyle bir karar alması, hem ABD hükümeti üzerinde bir baskı kuracaktır hem de Microsoft,Apple gibi büyük şirketleri olumsuz etkileyecektir. (İlgili haberimiz: https://www.ekonomiokulu.net/2020/01/11/cin-gozu-karartti/ )

Türkiye Açısından

Türkiye bu ticaret savaşıyla büyük bir fırsat elde etti. Başarılı bir denge politikasıyla büyük bir atılım sağlanabilir. Bir yanda “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” gibi büyük bir projenin kilit ülkesi konumunda; öteki yandan ise Çin’den çekilecek olan ABD sermayesi için cazip bir liman konumunda. Eğer Türkiye bu krizden kaynaklanan fırsatları iyi değerlendirilse hem uzun vade de hem de kısa vade de büyük güç kazanacaktır.

Kaynakça:

http://www.bilgesam.org/

http://www.mahfiegilmez.com/

https://www.aa.com.tr/

https://www.bbc.com/

Yazar: Sertaç Kevran

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir